Sevgili Günlük #34 | Şirinler ve Kurbağa Manastırı
Merhaba Sevgili Günlük ve tabi ki okuyan arkadaşlarım olursa onlara da selam ve sevgiler. 🙋🏻♀️
Uzun zamandır buradaki dijital günlüğüme bir şeyler yazıp içimi dökmemiştim sanırım. Demek ki boş boş konuşup saçmalama vaktim gelmiş de geçmiş bile. :)
Son günlerde ne zaman baksam Şirinler izlerken buluyorum kendimi. Aslında arada sırada, yemek yerken vs açıp birkaç bölümüne bakıyordum ta ki ekranda "Son izleme tarihi 11 ağustos" ibaresini görene kadar. Evet Netflix'e her ay onlarca yeni yapım katılırken bir o kadarı da yayından kaldırılıyor. En son Harry Potter'ı akıştan çıkarma gafletine düşmüşlerdi de biz attığımız yüzlerce belki de binlerce tweetten sonra geri getirilmesini sağlamıştık. :) Bunu da Netflix Türkiye sayfasının, benim tweetime müjdeli bir cevap vermesiyle öğrenmek ayrıca mutlu etmişti beni. 🙆♀️
Neyse, Şirinler burada elli yedi bölümden oluşuyordu ve sonuna dek izlemeliydim. Olmazsa da yeniden Netflix'i darlarız mühim değil. 😺
Sabah-akşam-yatmadan önce birkaç doz almam lazımdı ki kalan süre içinde bitirebileyim. :)
Çocukken en sevdiğim çizgi filmlerdendi ve hep orada yaşamayı hayal ederdim. Eğlencesi hiç bitmeyen bir köydü benim için. Her ne istersek yapabilirmişiz gibi gelirdi. Hem kötü bir son da yoktu. Ne kadar macera yaşansa da olay hep tatlıya bağlanıyordu.
Şimdi bakarken sadece çocuklara yönelik olmadığını da fark ettim. Aslında biz büyüklere de anlatmak istediği şeyler vardı. Bazı davranışları küçükken kazanamayanlar belki de çocuklarıyla izlerken fark ediyorlardı bu eksikliklerini, kim bilir?
İzlerken o köyü Hive #tr topluluğuna da benzettim birazcık. :) Mesela Şirin Baba, burada da yok muydu? Herhangi bir sorunla karşılaşan üyeler yardım istemek için ilk kimin kapısını çalıyordu? Aşçı Şirin o lezzetli çilekli pastaları yaparken burada birbirinden güzel yemek postlarını hazırlayan bir kişi canlanmıyor mu hemen zihninde? Kurnaz Şirin gibiler de aramızda oldu ve olacaktır da. Çizgi filmde arkadaşlarını tehlikeye atan, olur olmaz şeyler yapan bir karakter. En sevmediğim şirinsiz şirin de o.
Usta, şair, güçlü, müzisyen, hayalci, ressam, süslü, somurtkan, şakacı, tembel, Şirine, izci ve daha nicesini orada seyrederken aklıma birçok kişi geliyor. Süslü Şirin deyince anında bir profil canlanıyor mesela. :)
Sevmediğim bir bölüm vardı şimdi aklıma geldi. Tüm erkek Şirinler, Şirine'ye ilan-ı aşk ediyordu. :) İçlerinden birini seçmesi için türlü numaralar yapıyor, gönül almaya çalışıyorlardı. O sırada koskoca beş yüz yaşındaki -Şirine'nin de baba dediği- Şirin Baba da hayallere dalıyor. Spor yaparak genç görünmeye çalışıyor ve Şirine'nin kendisini tercih ettiğinde, Şirinler'in annesi olma şerefine nail olmanın güzel bir şey olup olmadığını soruyordu. Bana bu fazlaca tuhaf gelmişti.
(Ne kadar çok Şirinler demişim. Şirinler lafından nefret ediyorum. İmza: Somurtkan Şirin ☻)
Seyrederken istemsizce Gargamel'i tuttuğumu fark ediyorum kimi zaman. Şirinler'in de gerçekte gıcık bir tarafları da yok değil hani. Bazen o kötü Gargamel'i bile kandıracak kadar kötülüklerini şirinliyorlar. Zaten Tom ve Jerry'de de Tom'un tarafındaydım ben. Neden bilmiyorum sinsi mağdurluk beni itiyor çizgi filmde bile olsa.
Eskiden Gargamel, Şirinler'i bir iksirinde kullanırdı. Simyacılık özelliği ön plandaydı ve onları altına dönüştürmeye çalışırdı. Şimdiki versiyonlarında onlardan aptalca çorba yapmaya çalışıyor. 🙊 Şapka ve ayakkabıları dahi üstlerindeyken kazanın içine atıveriyor. :/ Ya sen koskoca Gargamel'sin kendine gelir misin? 🤦♀️
Neyse henüz bölümleri bitiremedim ama bu hızla izlersem yetiştiririm sanırım. 🙆♀️
Son günlerde Hadi Oyunu'na geri döndüm. Bir zamanlar ailecek başlama saatini iple çektiğimiz yarışmaya dönmek, o eski günleri tekrardan yaşamak gibiydi. Eğlenceli bir aktiviteydi. Öğlen ve akşam uygulama üzerinden gelen soruları binlerce kişiyle birlikte cevaplamak hâlâ çok heyecanlı. Eskiden dört yüz/beş yüz bin kişi aynı anda katılırdı. Hatta bir yılbaşı gecesinde bir milyona ulaşmıştı sayı. Şimdi o parıltılı günlerinden eser kalmasa da beş bin civarı kişiyle yarışmak da keyifli. Ödüllerden ziyade, kazanma duygusunu ailecek tatmak çok hoş.
Son olarak, ocağıma incir ağacı diken Amazon indiriminden aldığım kitaplardan bahsetmesem olmaz. Geçen hafta Prime Festivali kapsamında binlerce üründe acayip indirimler vardı. Belli bir alışveriş üstüne gelen hediye çekleriyle, tekrar bir şeyler alma şansı da olunca benim gibi birçok kitapsevere gün doğdu. 🎉
Her ne kadar bu ay bir şey almayacağım desem de listemdekilerin fiyatını görünce kendime hâkim olamadım dostlar. 🤦♀️ Altmış dört kitabı kütüphaneme kazandırmış oldum böylece..
Kendi kendime şöyle bir savunma mekanizması geliştirmiştim: "Şu şu kötü alışkanlığım yok, şu kalemlerde masrafım yok, bir tek kitaplar var." derken o saydığım şeylerden daha güçlü şekilde bağımlısı olmuşum galiba. Kendime engel olamıyorum, belki de bu konuda yardım almalıyım bilemiyorum ama yüz altmış liralık ciltli kutulu bir kitabı kırk liraya almanın verdiği hazzı kaybetmek istemiyorum. 🙅♀️
Saçma argümanlar geliştirdiğimin farkındayım. Ya daha güçlü tezler bulmalıyım ya da artık kitap paylaşımlarına bir gözümü kapatmalıyım. Kendini kandırmanın başka türlüsü o da. Neyse. 🤷♀️
Son demiştim ama son okuduğum Kurbağa Manastırı'ndan da bahsetmeden geçmek istemedim. En azından bunca gevezelikten sonra işe yarar bir şey bırakmış olayım sayfama. 🙂
Öncelikle Kırmızı Kedi'nin çıkardığı bu turuncu mini seriye bayılıyorum. Kendi küçük ama sayfa ve baskı kalitesi üst düzey. Bir de çantaya-cebe kolaylıkla sığmasıyla kısa durak ve molalarda bir çırpıda kendini okutması harika.
Genelde önsöz okurken sıkılıyorum ve çevirmenlere karşı hissettiğim sözleri sayfa kenarlarına akşetmekten geri durmuyorum. 'Git kendi kitabını yaz, burayı işgal etme' minvalinde oluyor genelde. Fakat bu kitabın önsözü beni kendine çekti diyebilirim. Bir hikâyesi vardı bence.
İnternette başka bir elyazmasını incelerken tesadüfen bu kitabı görüyor ve ismi ilginç geldiğinden okumaya başlıyor. Beğendiği yerlerden oluşturduğu seçkiyi hazırlayarak elimizdeki bu kitabı meydana getiriyor çevirmen.
Yine ona da kızmadığım yerler yok değil. Latince bazı unvanları vs çevirmeden asıl halleriyle bırakmış. "Onu çevirmedim, bunu çevirmedim, okuyan zaten kültürlüdür bildiklerini varsayıyorum." dediği şaka gibi sözleri mevcut. Neyse. İç sesimi daha fazla yazıya dökmenin alemi yok. Hukuk profesörü ile uğraşmak istemem. 🙅♀️
Kitaptaki olaylar Abbatia Ranae yani Kurbağa Manastırı isimli bir manastırda geçiyor. Kitabı kaleme alan da orada görev yapan bir rahip. Hakkında başka hiçbir bilgi yok. Kendi manastırı dahil diğerlerinin de gerileyişi ve yıkılışına dair olayları anlatıyor.
Konu ortaçağda geçse de failler yüzyıllar önce yaşayıp aramızdan ayrılsa da tarihin tekerrür ettiğini bir kez daha doğruluyor bu eser. Dünya üzerinde değişen hiçbir şeyin olmadığını, her şeyin sil baştan tekrar tekrar yaşandığını ve yaşatıldığını anlatıyor aslında.
Korku ikiz kardeşimiz hâline geldi. Korkunun gelmesiyle özgürlük yok olup gitti. Büyük ustanın dediği gibi "Karanlık geldi, özgürlük yok olup gitti." * (sayfa 34)
Karanlığın gelişini sessiz bir şaşkınlıkla izledik. * (sayfa 37)
Korku bir salgın gibi yayıldı. Korku korkuyu doğurdu. Bu olguya 'korkutma etkisi' denildi. Neticede korkunun kendisi, korkulan şeyden daha korkunç oldu. * (sayfa 40)
Manastırdaki eğitim sisteminin güçlü otorite tarafından önce zayıflatılması sonra da kendi güdümüne alınmasıyla birlikte yıkılış serüvenine tanık oluyorduk.
Şüphesiz ki potestas ordinis ile mücadele edemeyişimizin asıl sebebi korkumuzdur. Korktuk. Dünya nimetlerinden vazgeçip manastırlara kapanan biz rahiplerin meğerse yitirecek ne kadar da çok şeyi varmış.. * (sayfa 41)
Zamanla ne olursa olsun, gururumuzu bir yana koyup manastırlarımızı korumak için mücadele etmek gerektiğini anladığımızda ise çok geç kalmıştık. * (sayfa 43)
Okudukça benzer şeylerin şimdi de yaşandığını görüyor insan. Bazı şeyleri olduğu gibi en güzel haliyle bırakmak yerine dünyalık hırslara yenik düşüp yok olana dek uğraşıyoruz galiba.
Gerileme ve çöküşün pek çok sebebi vardı ama bunların başında kayırmacılık gelir. Bu dönemde onun her çeşidi görüldü. Yeni gelen öğretmenler ehliyet ve liyakat ile seçilmedi. * (sayfa 45)
Değişiklikler yavaş yavaş, adım adım, sessizce ama kesin ve kararlı bir şekilde gerçekleştirildi. * (sayfa 61)
İlk sayfaları ilgiyle okudum, yaşanan olaylara ve talihsizliklere bakıp 'böyle bir şey nasıl yapılabilir' derken kitabı yarıladığımda her şeyin mümkün olabileceğine inanmaya başladım.
Sonsözde geçen "Belki de bazılarınız anlattığım hikâyeye inanmadınız."
'Quid non credis? Mutato nomine ac tempore et de te fabula narratur' (Neden inanmıyorsun? İsimleri ve tarihleri değiştir, anlatılan senin hikâyendir.) kısmını okuyuncaya dek pek inanasım gelmiyordu açıkçası. Ama bu hiçbir şeyin yaşanmadığı anlamına da gelmiyor. İnsanlardaki bu hırs var oldukça eminim ki benzerleri yaşandı ve yaşanacak..
Çünkü 1300'lerde değil de sanki günümüzde geçiyordu tüm olaylar. Öyle çok benzerlik vardı ki, iyi bir yayınevi tarafından basılmasına ve çevirmenin hukuk profesörü olmasına rağmen inanmakta güçlük çekiyorum hâlâ. Yine de umarım bütün bunlar bir hayal ürününden ibarettir..
Okuyan ve düşüncelerini belirterek destek olan arkadaşlarıma şimdiden teşekkürler. 🌸
Bu yazı vesilesiyle sevgili @damla'ya tekrar şifalar diliyorum ve tez zamanda o güzel yazılarını okumak istediğimi söylemek istiyorum.
Hep mutlu olman dileğiyle.. 🌼🌼
Kırmızı Kedi Yayınları
Günün güzel sürprizi gelmiş 🤗 Bu güzel dileklerin için çok teşekkür ederim. 🌼
Keyifle okudum. Şirinler köyü ile ilgili yorumlarına bayıldım. Özellikle orayı Hive tr ile kıyaslama fikri çok hoşuma gitti. Gargamel ile Tom itiraflarını okumak ayrı bir keyifliydi 😃
Kurbağa manastırı'nın da ismi çok havalı geldi. Korku ile ilgili paylaştığın kısımlar çok dikkatimi çekti. En kısa sürede okumak isterim. Latince terimler beni de gıcık etti biraz.
Burada biraz daha detay bekledim. Mesela ne yiyordun. Nasıl besleniyorsun. Sağlığın nasıl. Kedin nasıl. .... sorular uzayıp gider. Arayı fazla açmaman dileğiyle 🤗
ben de keyifle okudum bu yorumunu :)
köydeki Şirinler ile buradaki profiller bayağı benzerlik gösteriyor evet 🙆♀️
bunu başka film ve dizilerde de yaşıyorum, aklıma hemen birileri geliveriyor:)
Gargamel ve Tom'a bazen üzülüyorum bile :d
ismi bana da ilgi çekici gelmişti ve iyi ki okumuşum dedirtti. umarım sen de okursun belki düşüncelerini de paylaşırsın bizimle 🙂
korkunun kendisinin, korkulan şeyden daha korkunç olması gerçekten doğru ve diğerleri de..
bu sorulara başka bir yazımda değineyim o zaman, çook uzun yazmışım zaten yine 🙊
ama senden de bir yazı bekliyorum kesinlikle 🤗
teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğun ve düşünceni benimle paylaştığın için canım 🌼🌼🌼
Yay! 🤗
Your content has been boosted with Ecency Points, by @sudefteri.
Use Ecency daily to boost your growth on platform!
Support Ecency
Vote for new Proposal
Delegate HP and earn more
thank you @ecency 🌳
Merhaba canım 🤗
Bu harika yazını okumak çok güzeldi. Hıve tr yi şirinler köyüne benzetme bayıldım 🥰süslü şirin kim merak ettim. Sanki bana benziyor gibi 😂
Kesinlikle katılıyorum canım malesef dünya işleri ile bazen boşa geçen o kadar çok vakit oluyor ki...
Kitaplar iyidir. Kurbağa manastırı ilginç bir kitaba benziyor. Kitap tutkunu olmana şaşırmadım. Kitaplar insanın ufkunu açıyor.
Senden daha sık böyle güzel paylaşımlar görmek istiyorum
Ellerine sağlık canım arkadaşım 🤗🥰🙏
beğenmene sevindim canım, seni görmek de çok güzel 🤗
okuduğun ve bu içten yorumun için çok teşekkür ederim 🌸🌸🌸
sen de çok süslüsün maşallah çok da hoşsun 😍
ismi evet çok ilginç, beni kendine çeken de ismi oldu zaten.
senin en sevdiğin kitap nedir, belki ortak zevklerimizden biridir o da 🙂
Çok teşekkür ederim güzel sözler8n için canım arkadaşım 🤗🙏
Ben maalesef kitaplardan uzağım. Keśke içimden gelse okusam.🙏
varlığın yeter senin canım 💓
Kalp krlbe karşı canım senin de varlığın çok güzel iyiki varsın 🥰
Şimdi izlediğim yeni bölümde Şirinler kendi aralarında yarışma yapıyor. Kazanana 'Altın Şirin Ödülü' verilecek.
Şirin Baba köyde olmadığı için kalan 99'u oyunu kullanıyor ve oy sayımında bir skandal oluyor. :)
Herkese 1'er oy çıkıyor yani 98'i kendine oy vermiş. :D (Biri seçim yapamadığı için oylamamış kimseyi.)
Demek ki Şirin de olsanız bu davranıştan vazgeçilmiyormuş onu bir kez daha görmüş oldum. 🤷♀️
Yakın zamandaki yaşananları çağrıştıran bu olayı da buraya eklemesem olmazdı.
--günler sonra gelen edit--
vee sonunda bitirdim var olan tüm bölümleri. :)
Nur Subaşı'nın sesinden dinlemeye doyamadığım jenerik müziğini de buraya eklemesem olmazdı. 🙆♀️
umarım iyi birer çocuk olup bir gün Şirinler'i de görebiliriz 🧚♀️
Devam ettiğim bir kurs var Aktiffelsefe rönesans, reformlar, inançlar bunlara dair çok sohbet ettik ve bu konuya ait birşey söylemişlerdi dünyada kısır bir döngü içinde. Cokusler yükselişler şimdi yine bir çöküş halindeyiz sanairim bu yüzden sende böyle bir his uyandırmış. Yükseliş yakındır.
Yazını okumak keyif verdim iyi ki yazıyorsun ve bizlerle paylasiyorsun. 🥰
bu konuda aynı fikirde olduğumuza sevindim 🙆♀️
ne yazık ki bu düzen böyle.. ama ben de inanıyorum yükselip kendine gelecektir mutlaka. ✨
ayrıca aldığın kursların konuları da çok iyiymiş, sohbet etmek güzel olurdu 🙆♀️
teşekkür ediyorum, sayfama uğrayıp okuduğun ve düşüncelerini paylaştığın için 💐
Aktiffelsefenin Ankara şubesine gitmelisin. Kesinlikle senin olman gereken, ve seninle daha güzel olacak bır yer 🥰
Şirinler çocukluğumun çizgi filmi. Çok güzel bir post olmuş. Okurken küçüklüğüme gittim. Çok teşekkürler
Şirinler'i seven birilerinin burada olması ve yazımı okuması ne güzel 🙆♀️
teşekkür ediyorum 🌸
Çocukken ben de çok izlerdim. Altın yapma fikri çorba yapmaktan 100 kat daha mantıklı 😂. Çorbayı git mantardan yap değil mi ? Her şeyi değiştirmeye çalışmasalar çok güzel olacak ama duramıyorlar işte.
Kitap da oldukça ilginç görünüyor. Uzun zamandır romanlar dışında kitap okumadım. Belki de bu iyi bir başlangıç olabilir.
çocukken izlediğimiz şeyleri büyüyünce de aynı hazla izleyebilmek.. işte en güzeli de bu, zamansız olması.
tabi bazı şeyleri değiştirmemek şartıyla, altın yapma fikri gibi :)
buna sevindim işte, böyle geri dönüşler almak 'iyi ki yazmışım' dedirtiyor.
umarım okuyunca fikirlerinizi de paylaşırsınız bizimle.
okuduğunuz için de teşekkür ediyorum 🌸
en sevdiğiniz kitap/lar nelerdir acaba?
En sevdiğim kitap yüzüklerin efendisi kitabıydı ve beni inanılmaz bir dünyanın içine çekmişti. Bir de alamut kalesi var. Onda da anlatılan şeylerden çok etkilenmiştim. Tarihte böyle şeylerin gerçekten var olduğunu bilmek beni ayrıca şaşırtmıştı.
Sizinki hangi kitap/lar ?
cevabınız için teşekkür ederim. 🌸tarihi kitaplardan heyecanı diri tutup sıkmayanları ben de keyifle okuyorum.
ben jules verne ve agatha christie hayranıyım tüm kitaplarını beğenerek okurum.
küçük prens, küçük kara balık ve bir şeftali bin şeftali de unutulmazlarım arasında.
ince memed, beyaz gemi, eylül, amak-ı hayal, kağnı ve çeşitli çizgi/grafik romanlar ile korku romanları aklıma ilk gelenlerden oldu şimdi 🙆♀️
Yazınız için çok teşekkür ederim. Öncelikle sevdiğim çizgi film lerden Şirinler vardı. Hafta sonları şirinleri izleyeceğiz diye erkenden kalkıyorduk. Şimdi şirinleri izlediğim her an çocukken yaşamış olduğum heyecanım aklıma geliyor. Yazınızı görünce de merakla hemen okudum güzel konu için çok teşekkür ederim ayrıca kaleminiz de çok güçlü.
sabah erken saatte uyanıp televizyonu sessizce açarak evdekileri uyandırmadan izlemeye çalışmanın verdiği mutluluğa paha biçilemezdi 🙆♀️
teşekkür ediyorum öncelikle okuyup düşüncelerini paylaştığın için ve güzel sözlerin için ☘
Şirinler çocukluğumun muhteşem çizgi filmlerinden biriydi. Hepsinin bir yeteneği ya da özelliği vardı. Hayattaki farklı kişilikleri öğrenme noktasında çok faydası oldu. Keyifle okudum, elinize sağlık.
ben de aynı fikirdeyim, şimdi yeni nesil çizgi filmler bu duygudan yoksun bence.
Şirinler'i sevip izleyen bu kadar çok kişi olduğunu bilmiyordum burada 🙆♀️
bu beni çok mutlu etti 🎉
okuyup düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim ve güzel sözleriniz için de 🌸
Ah çocukluğumu hatırladım. Bir zamanlar ben Şirinleri izlerdim ya.
Sinsi mağdurluk konusu ayrıca beni de çok düşündürüyor. Özellikle bazı filmlerde bazen istemeden de olsa kötülerin tarafını tutuyorum. Özellikle psikolojik korku temalı filmlerde böyle düşündüğümü fark ettim şimdi bunlari yazarken. Bunun mazoşizm ya da sadizm gibi bir şey olup olmadığını araştırmam gerekiyor sanırım.
Her yazını okuduğum zaman kendimde bir şeyler keşfediyorum. 😸
!LOLZ !PGM
BUY AND STAKE THE PGM TO SEND A LOT OF TOKENS!
The tokens that the command sends are: 0.1 PGM-0.1 LVL-2.5 BUDS-0.01 MOTA-0.05 DEC-15 SBT-1 STARBITS-[0.00000001 BTC (SWAP.BTC) only if you have 2500 PGM in stake or more ]
5000 PGM IN STAKE = 2x rewards!
Discord
Support the curation account @ pgm-curator with a delegation 10 HP - 50 HP - 100 HP - 500 HP - 1000 HP
Get potential votes from @ pgm-curator by paying in PGM, here is a guide
I'm a bot, if you want a hand ask @ zottone444
benzer şekilde düşünmene sevindim çünkü bu şekilde düşünmem normal mi anormal mi ikiliminde kalıyordum, demek ki tek değilmişim :)) ✌🏻
bu sözü duyduğuma gerçekten çok sevindim, çok teşekkür ederim 🤗
okuduğun için de ☘
Acı ama gerçek bir tespit. İnsanoğlu her zaman korkularına yenik düşüyor. Kitabı çok merak ettim ve okumak için sabırsızlanıyorum. Harika bir yazı olmuş. Okurken çok keyif aldım. Ben şirinler hayranı hiç olmadım. izlerken de en çok Azmanı severdim.
merak ettirip kitabı okumaya teşvik edebildiysem ne mutlu bana.. o zaman yazım amacına ulaşmış demektir 🤗
ayrıca en sevdiğin kitap/lar nelerdir acaba?
ben de seviyorum hele ki mimikleriyle Gargamel'e eşlik etmesi ve onu anlaması harika 😸
teşekkür ediyorum öncelikle okuduğun ve bu güzel sözlerin için 💐
kişisel gelişim kitapları hariç her kitabı okurum. Kitap konusunda ön yargılı olmamaya çalışıyorum. Ama en çok tarihsel roman ve inceleme kitaplarını seviyorum. Özellikle Fransız devrimi İspanya ic savaşları donemini anlatan kitapları biraz fazla seviyorum.
Aslında ruh halime görede değişiyor. En sevdiğim kitaplar Klasikler hariç;Amin Maalouf kitap olarak Doğunun Limanları Ursula K. Le Guin. Mulksüzler gibi.
cevabın için teşekkür ederim 🙂
ben de kişisel gelişim kitaplarına mesafeliyim ve okumuyorum.
heyecanı diri tutan, sıkmayan tarihi kitapları da okumaktan keyif alırım.
daha önce yazarın başka bir kitabını okumuştum, mülksüzler'i de yeni aldım, ileride okumak isterim.
semerkant da okunmayı bekleyenler arasında. onu okursam doğunun limanlarına da bir şans verebilirim 🌸
Semerkand en bilinen kitabıdır ve gerçekten de çok güzel bir kurgusu vardır. Seveceğini düşünüyorum. Ben yıllar önce okumuştum.Sana iyi okumalar.
umarım severim.. iyi dileklerin için teşekkür ederim 😽
Harika bir yazı. Okurken keyif aldım. Yazılarınızı okuyacağım bundan sonra :)
teşekkür ediyorum, sayfama uğrayıp okuduğunuz için de..
her zaman beklerim 🌾🌿
Yazınızı okurken şirinleri izlediğim zamanlar geldi aklıma. Çocukluğumda en sevdiğim çizgi film şirinlerdi. Şirinlerde hiç unutamadığım , belki iyi bir insan olursanız şirinleri görebilirsiniz di ve ben çocukken hep şirinleri gerçekten var sanıyordum görmek istiyordum. Hala şirinler en sevdiğim çizgi filmlerden biridir. Yazınızı çok beğendim emeğinize sağlık🌺
evet jenerik müziğinde bu sözleri Nur Subaşı'nın sesinden dinlemek çok etkilerdi beni de..
demek ki hepimiz izlerken benzer hislere kapılıyorduk :)
yıllar sonra bi yazının altındaki yorumlarda buluşmak çok keyifli oldu. okuyup fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim ve güzel sözleriniz için de 😽🌺
Rica ederim. Bize bu güzel yazıyı yazdığınız için ben teşekkür ederim. Okumak çok keyifliydi.🌻
Ben de geçen Şirinlere denk geldim, çocukluğumda çok izlerdim, ama şimdi bu ve diğer çizgi filmleri unutturdular bize. Fırsatım olursa birkaç bölüm izleyip nostalji yapacağım :)
Şirinler gibi birkaç çizgi film daha var unutamadığım, şimdilerde tv'de tesadüfen denk geldiklerimi birkaç dakikadan fazla izleyemiyorum tatsız yemek gibiler resmen. 🙂
ne güzel bir şeye vesile olmuşum :)
sayfama uğrayıp okuduğunuz ve yorum bıraktığınız için teşekkür ederim 🌸
Tek seferde okudum yazını, ufkum açıldı resmen☺️ Altmış dört kitabı tek seferde mi aldın?🧐 Amazon’dan henüz bir şey almadım ama kitapta bu tarz fırsatlar sunuyorsa hemen üyelik açıyorum🤓🙏
çok teşekkür ederim özellikle okuman mutlu etti ve bu güzel yorumun da 💐
prime alışveriş festivali kapsamında totalde aldığım indirimli kitaplardı :)
tek seferde almadım çünkü belli bir sayıya belli sepet indirimleri oluyor, hepsinden yararlanmak için 3-5 sepet yapılabiliyor.
tabi ki 🙆♀️
aylık 7.90 tl sanırım prime üyelik almanı tavsiye ederim. bu şekilde her zaman kargo ücretsiz oluyor ve prime üyelere özel indirimlerden faydalanabiliyorsun.
almak istediğin kitapları listeye eklersen, daha sonra o kitaplarda indirim olduğunda bunu görebiliyorsun.
tek kötü yanı fiyatlar anlık değişebiliyor, gördüğünde alman lazım:)
Amazon’a üyelik yapıyorum hemen şu anda. Bu konuda farkındalık oluşturduğun için çok teşekkür ediyorum🙏
rica ederim, buna vesile olduğuma sevindim 🙂
uygulamasını da kullanabilirsin, oraya özel ayrı indirimler, hediye çekleri, ilk alışverişe bazı avantajları olabiliyor 🙆♀️
yeni kitaplar gelsin o zaman 🤗
Yaklaşık iki aydır kitapçılara uğramadım. Elimdeki kitapları bitirmeden uğramamak için de direniyorum. Amazon bu fikrimi değiştirmeye yetti :)
Keşke daha fazla ve daha sıklıkla yazsanız. Sizin yazılarınız beni su gibi alıp götürüyor. Defteriniz dert görmesin. :)
Dikkat ettiniz bilmem ama çoğu çizgi filmde kötüler hep mağdur oluyor. Onlar için üzülüyorum. Biz çocuk kalanlar için ilgi çekici olan da bu işte. Teşekkür ederim. :)
aslında daha sık yazmak istiyorum ama defteri kalemi elime aldığımda epey zaman geçmiş oluyor 🤷♀️
böyle okundukça ve güzel yorumlar geldikçe arayı fazla açamam herhalde :)
teşekkür ederim okuduğunuz ve bu güzel sözleriniz için 🌻
evet ama bunu çok az kişi anlıyor bence :) iyi gibi gözükenlerin sinsiliklerini görmek için biraz büyümek gerekiyor sanırım 🙂
Beni çoçukluğuma götüren bir içerik oldu. Yazınız farklı ve ilgi çekici bu nedenle sizi tebrik ediyorum.
beğendiğinize sevindim, en çok da okuyup yorum bırakmanıza..
teşekkür ederim, her zaman beklerim 🌸
Merhaba @sudefteri, uzun bir aradan sonra tekrar yazı yazmana çok sevindim. O yüzden her satırını tane tane okudum. Bakıyorum şöyle topluluğumuza , arada yazıları da okumaya çalışıyorum. Hoşuma gidenler oluyor tebessüm ediyorum. Ama sendeki olay çok farklı, özgün ve benzerlik kurulamayan sadece kendine özgü kullandığın cümleler fikirlerle bizlere kalemini, yansıtıyorsun. Örneğin:
Şirinler küçükken benim de çok sevdiğim çizgi filmler arasındaydı. Köyde tüm şirinlerin büyük sorun yarattığını düşündüğü sorunları Şirin Baba'nın hem eğitici hem de şefkatli yaklaşımları ile herkes çok rahat ederdi.
Senin için, Kemal Gözler'in bundan sonra çevirme yapmaması için elimden gelen her şeyi yapmak isterdim:))
Böyle farklı ve özgün bir yazıyı bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim. Umarım devamı da gelir.
öncelikle dikkatli okuduğun için (ki öylesine göz gezdirenlerden ziyade bu şekilde keyifle okuyanları fark edebiliyorum, en baştan beri..) ve değer verdiğin için çok teşekkür ederim 🤗
güzel sözlerin için de 🌸
mümkün olsaydı keşke :)
olsun ama yine de okuduğum için pişman değilim, beğendim :d
Benide çoçukluğuma götüren bir yazı olmuş yazını çok beğendim teşekkurler bizimle böyle güzel bir yazıyı paylaştığın için,gerçekten doğru kızımla bazen çizgi film izlerken aynı düşünceye kapılıyorum banada anlatmak istediği çok şey oluyor izlediğim çizgi filmlerin büyüklere masallar gibi 😇
böyle bir şey hissetmen çok hoş içindeki çocuk yanın hep daim olsun 😽
ayrıca sayfamda seni görmek ne güzel, okuduğun için teşekkür ederim ve bu güzel yorumun için de 🌸
Congratulations @sudefteri! You have completed the following achievement on the Hive blockchain and have been rewarded with new badge(s):
Your next target is to reach 23000 upvotes.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Seni okumak büyük bir zevk @sudefteri. Giderek büyüyen bir kalemsin, haberin olsun.
Gargamel ve Tom ile ilgili ben de seninle aynı hisleri paylaşıyorum. 😊
bu güzel sözlerin için ve en çok da okuduğun için teşekkür ederim @edebiyat ve @sahinadm 🌼
en kısa zamanda senin de yeniden dönüş yaparak bir şeyler paylaşmanı bekliyorum :)
buna sevindim 🙆♀️