Aylık Okumalar - Aralık 2023 | Kitaplarla Geçen Bir Ay
Selamlar herkese. 🙋♀️
Umarım keyfiniz yerindedir. Ben gece ince ince yağan karı seyrederek uyudum. Sabah uyandığımda bembeyaz bir örtüyle karşılaştığım için mutlu bir şekilde güne başladım. ☃️☃️☃️
Kar tüm kötülüklerin, kıskançlıkların, hasetliklerin, sorunların ve tüm dertlerin üzerini örtmüş; hepsini sıfırlamıştı adeta. Bir müddet bu düşüncelerle hayallere daldım. ❄️
Sonrasında, son bölümüne geldiğim ve okurken kar yağmadı diye hayıflandığım kitabımı okumaya başladım. Sizlere ilerideki günlerde bahsedeceğim için detaylarını vermeyeyim ama finaldeki kar fırtınasını, dağların beyaz örtüyle kaplanmasını ve bazı hayatların değiştiği o sahneleri gözümde canlandırmak muhteşem bir duyguydu. 🏔🌨
Öğlen olmadan tüm karlar erimişti. Olsun. Ben mutlu oldum ya. Yenileri gelir nasılsa öyle değil mi? 🙆♀️
Henüz birkaç gün önce kasım ayında okuduklarımı anlatmıştım burada. Şimdi de aralıktakileri anlatıp 2023'e nokta koymak ve artık 2024'e odaklanmak istiyorum.
Bu senenin okuma planını kafamda oluşturdum gibi. Bir aksilik ve can sıkıntısı olmazsa eğer, umarım ki olmaz, güzel bir okuma yolculuğuna çıkmış ve sene sonunda bunu sizlerle paylaşmış olacağım. 📚
Bu benim aylık okuma postlarım içinde en kısası olacak galiba. Şöyle bir baktım da tek tek tüketmişim hepsini. Sadece iki kitap kalmış bahsi geçmeyen. Olsun, kısa yazı sevenler bu duruma sevinecektir kesin. 🙂
Ben de aksine keyif aldığım bir metnin uzun olmasını ve bu durumla daha fazla meşgul olmayı istemişimdir. Hatta 'neden bitti devam etseydi ya' diye hayıflandıklarım da olmuştur burada. Kitap incelemelerini gerçekten seven, severek okuyanlarımız varsa yorumlara kitap emojisi bırakabilirler.
İzlediğim bazı Youtube videolarında şöyle sözlerle karşılaşırdım: "Kitap alışverişi genelde çok sevilirken okudukların anlatıldığı ve yeni kitapların ön plana çıkarıldığı içerikler pek ilgi görmüyor." Bu minvalde sitemkâr konuşmalara denk geldiğimde pek anlam veremezdim. Çünkü birçok hazineyle bu sayede tanışmıştım. Okuma tarzını beğendiğim birini kendime yakın bulup bundan sonraki önerilerine de sıcak baktığım doğrudur. Aslında bu çok kıymetli bir şey. Fakat farkında olan kişi çok azdır muhtemelen. 🫠
Bu arada iki kişilik kitap kulübümüz seçimini yaptı. Şubat ayıyla beraber okumalara ve sohbetlere başlayacağız. Seviniyorum buna da.
Seçimimiz olan Jules Verne'den İki Yıl Okul Tatili'ni siz de merak ediyor ve okumak istiyorsanız tavsiye ederim şimdiden. Küçükken ve birkaç yıl öncesinde de çocuklara yönelik versiyonlarını okumuş çok sevmiştim. Şimdi Alfa'dan çıkan tam metin bizi bekliyor. Güzel bir serüven olacak hiç kuşkusuz. ⛵️🏝
İlk olarak Şükrü Erbaş'ın Bütün Şiirleri 1 ile başlamak istedim.
Aslında ben çağdaş şiiri pek sevmem. Bu duygumu aşmak ve sevebilmek için çaba sarf ettim, okudum ama bana geçmiyor. Manasız, hiçbir şeye benzemeyen üç beş sözcüğün bir araya getirildiği öyle şeylere denk geldim ki şiir demeye bin şahit ister. Ama isim yaptıkları ve ünlü oldukları için basılmış çoğu. Gereksiz kağıt ve mürekkep israfı geneli. Her iddiasına girerim ki no name şekilde dosyasını göndermiş olsalardı yayınevleri bırakın basmayı cevap bile vermeye tenezzül etmezlerdi. Ama şanslıyız ki konumuz onlar değil. 🙂
Şükrü Erbaş'ın şiirleri internette, forumlarda ve çeşitli sosyal medya ortamında karşıma çıkıyordu. Seçme şiirler olduğu için çoğunu beğeniyordum. İlk defa kitabını alıp altını çizmek istedim beğendiğim yerlerin.
Küçük Acılar (1984), Aykırı Yaşamak (1985), Yolculuk (1986) ve Kimliksiz Değişim (1992) isimli kitapların toplamından oluşuyor.
Sevdiğim şiirleri oldu inkar etmeyeceğim. Hele ki malum şiirinde yazdıkları tam isabet diyebilirim. O yüzden külliyatına giriş yapmak istedim. Bir ve ikinci cildi temin ettim.
Genel olarak iyiydi, hepsini beğendiğimi söyleyemem ama derinden etkileyenler oldu. Onun hissettiklerini ben de hissettim. Birçok altı çizili dize var. Sizlerle de bazılarını paylaşmak isterim:
Bunalıyoruz çocuk bunalıyoruz
Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini alıyoruz. (1982) (sf 7)
Günler yağmur alacasını giyindi
Bulutlar indiler yere birer birer
Sabahlar düşlerimiz kadar kısa
Akşamlar ömrümüzün garipsi yükü
...
Herkes kendi yalnızlığında yitik (1980) (sf 9)
Seni yalnızlığından tanıdım." (1981) (sf 11)
Söylenen her söz biraz daha
Biraz daha büyüttü suskunluğumuzu (1982) (sf 19)
Zamana benzedik iyice, çekilmesi zor (1983) (sf 20)
Bir şiirinde kitapların pahalılığından şikâyet edilmiş. 1985 yılında da şimdiki gibi miydi acaba? 🤷♀️
-Evlendik evleneli şekerim, okuyamıyorum
Zaman kalmıyor ki işten, hem kitaplar da çok pahalı...
Bozuk bir plak gibi günlerin bu tekdüze tekrarında
Büyürken ömrümüzün güneşe çıkmamış boşlukları
Öldüğünü duyarız acıyla içimizde bir yerlerde
Yaşama sevinci veren o eski, o ince duyguların (1985) (sf 72)
Sıradaki kitabın reklamını her yerde gördüm diyebilirim. Okumazsam çok şey kaçıracakmışım gibi hissettim. Başyapıt olarak sunuluyordu hep. Bir de arka kapak yazısını okuyunca söylediklerine çok inandım. 'Tam benlikmiş' diyerek bu dahil diğer eserlerini de sepetime ekledim hatta.
Öyle ucuz da olmamasına rağmen alacaktım ki içimden bir ses 'dur, yapma, önce bunu oku seversen alırsın nasılsa, seni kimse tutamaz nihayetinde' deyince hak verdim ona. 👻
Neyden bahsediyorum, tabii ki Mezbaha Beş'ten. Kurt Vonnegut imzalı kitabın çevirmeni de Hamdi Koç idi.
Yaşamın her anını farklı bir şekilde deneyimlemek isteyenlere!
Dinleyin: Billy Pilgrim zamanda koptu. Billy bunak bir dul olarak uykuya daldı ve düğün gününde uyandı. 1955'te bir kapıdan geçti ve 1941'de bir başka kapıdan çıktı. O kapıdan tekrar geçti ve kendini 1963'te buldu. Doğumunu ve ölümünü birçok kere gördüğünü ve aradaki tüm olaylara gelişigüzel seyahatler yaptığını söylüyor.
Öyle söylüyor.
(Arka Kapak)
Konusu kısaca şöyle; Billy Pilgrim zamanın akışından kopmuştur. Artık hayatını dilediği gibi ileriye veya geriye sarabilmektedir. Kâh 1967 senesinde uçan daire tarafından kaçırıldığı ve Tralfamadore gezegenine götürülüp çırılçıplak bir şekilde hayvanat bahçesinde sergilendiği ve çiftleşmeye zorlandığı ânâ gider.
Kâh savaş esiri olarak tutulduğu Dresden kentine ışınlanır. O gün bombalarla yerle bir edilen şehirden kurtulmayı başaran birkaç kişiden biridir ve ansızın o izbe yerde bulur kendini. Bazen karısıyla yaşadığı mutlu günlerine döner. Onun parçalanmış hayatı biz okuyucularına bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama ne?
Her iki şehrin halkının da içleri kötüydü, herkesin malumu olduğu üzere. Dünya onlarsız daha iyi bir yerdi. Lut'un karısına, tabii bütün o insanların ve evlerinin bulunduğu yer kastedilerek geriye bakmaması söylendi. Ama kadın tuttu, geriye baktı, onu bu yüzden seviyorum, çünkü çok insanca.
Derken kadın tuz sütununa dönüştürüldü. Oluyor işte. (sf 31)
Kendisini kaçıran uzaylılardan bahsettiği yerler ilgimi çekmişti. Yeşil bir görünümde ve altmış santim boyunda olan bu yaratıklar, sadece üç boyutu görebildikleri için dünyalılara acıyordur çünkü onlar dört boyutlu görebiliyorlardır.
Tralfamadore'da öğrendiğim en önemli şey şu, biri öldüğü zaman sadece ölmüş görünüyor. Yoksa geçmişte hâlâ capcanlı, o sebeple insanların cenazesinde ağlaması çok aptalca. Geçmiş, bugün, gelecek, bütün anlar hep var oldular ve hep var olacaklar. Onlar tüm farklı anlara bizim mesela sıra sıra Rocky Dağları'na baktığımız gibi bakabiliyorlar. Bütün anların kalıcı olduğunu görebiliyorlar, ilgilerini çeken herhangi bir ânâ bakabiliyorlar. Bir ânın diğer ânı ipe geçirilmiş boncuklar gibi takip ettiği ve bir ânın geçince ilelebet geçip gittiği fikri bizim Dünya'da sahip olduğumuz bir yanılsama. (sf 35)
Billy Pilgrim aslında çok yalnız biri. Onun hep üzgün ve kederli oluşu canlanıyor zihnimde. Biraz önce altını çizdiğim satırlara göz atınca bu duyguyu daha yakından hissettim. Sanki ipleri kendi elinde değilmiş de birinin onu yönlendirmesiyle hareket ediyormuş gibi. Kendi söz hakkı yokmuş gibi, rüzgarda savrulan bir yaprak misali bir orada bir burada yaşamaya çalışmasıydı sanırım bana bunu düşündüren.
Ne hoş hiçbir şey hissetmemek ama yine de canlı muamelesi görmek. (sf 107)
Keşke bunu sevebilseydim de diğer yazdıklarını da okuma şevkini bulabilseydim. Başka yerde ve başka zamanda artık..
Uzaylıların dediği gibi, "oluyor işte."
Bir muhafız kapıyı çaldı. Kapı içeriden sertçe açıldı. Işık kapıdan dışarı fırladı, saniyede 300.000 kilometre hızla hapisten kaçtı. ( sf 95) 🤭
Biraz havamız değişsin. İlk başta kısa bir yazı olacak diyordum ama şimdi bakıyorum da hiç öyle gelişmedi. Anlatacağım çok şey varmış demek ki. Geçen gün tanıtmaya çalıştığım Tübitak'tan çıkan çocuk kitaplarını da bu ay okuduğum için buraya bırakmak istiyorum. Havada Süzülen Baloncuklar ve Olay Yeri İnceleme Uzmanı Ol güzel kitaplardı. Merak ediyorsanız kısaca bahsetmiştim, linkini bırakayım.
Noel ve yılbaşı haftasında bu kitapları mutlaka okuduğumu söylemiş olmalıyım. Charles Dickens hayranı olarak Bir Noel Şarkısı'nın farklı yayınevlerinden çıkan basımlarını okuduğumu anlatmıştım. Ardından da hikâyenin uyarlandığı filmleri izlemiştim. Kısaca bahsettiğim bu içeriğin linkini de buraya bırakayım. Belki kaçıran arkadaşlarımız olmuştur. Tavsiye ederim kesinlikle.
Agatha Christie'nin Noel'de Cinayet'i de tam gününe ve haftasına denk getirdiğim bir okumaydı. Burada da bahsetmiştim.
Her ne kadar cinayet ve ölüm içerikli olsa da keyifle okuduğumu söyleyebilirim. Zaten Agatha sever biriyseniz bakmadan geçmeniz imkansız bu kitaba. 🙆♀️
Son olarak Yürüyen Şato serisini de eklemek istiyorum. İlk kitabını şurada anlatmıştım. Diana Wynne Jones imzalı bu genç yetişkin serisini beğeniyle okudum ama en çok Yürüyen Şato'yu beğendiğimi itiraf ediyorum. Sophie, Howl ve ateş cini Calcifer arasındaki kavgayla başlayan dostluk öyle etkileyiciydi ki. Sonrasında izlediğim, Hayao Miyazaki'nin 2004 yapımı, Oscar'a aday olan ve aynı ismi taşıyan animesi bile yaklaşamamıştı yanına.
Genç kızlara ve kendini genç hisseden herkese önerebilirim.🥳
Serinin devamı olan Uçan Şato ve Sihirli Ev de fena sayılmazdı. Her bir cilt müstakil hikâyelerden oluşuyordu ama çok ince bir şekilde iniltiliydi diyebiliriz yine de. Bunu söylemeyeceğim spoiler olmasın diye ama okumanızı isterim.
Burada kısaca bahsettim. 😶🌫️
Hava karardı, ben bilmem kaç yüz defa dinlediğim şarkıyla karanlığın ortasında ekranın ışığıyla başbaşayım. Yeni keşfettiğim şarkının canını çıkarırcasına dinlemeden bırakamam asla. Oluyor işte..
Dün akşam paylaşma gücü bulamadım kendimde, o yüzden bir sonraki güne kaldı.
Buraya kadar okuyan arkadaşlarıma teşekkür ederim. 💐
Siz aralık ayında neler okudunuz, neler tavsiye edersiniz peki?
Sana kalp emojileri arasında favorim olanı atıyorum Su 💖.
Ne yazık ki ben de öyleyim. Hatta şiir türüyle aram hiç yok desem yeridir. Lisedeyken çok fazla Cahit Sıtkı ve Orhan Veli okurdum. Ama karakter gelişimim farklı bir noktaya evrilince bu hevesim de solup gitti sanırım.
Şato serisini kuzenim sayesinde tanıyorum sanırım. Sanırım dedim çünkü emin değilim. Nerde kapak tasarımı caf caflı bir kitap var, alır kendisi. He ne kadarını okuyor allah bilir 😂. Genelde okudum dediği kitaplardan onu sözlü yaptığım zaman patlıyor çünkü. Ya gerçekten okumuyor ya da dikkati çok dağınık benim gibi.
Sanırım hiçbir şey. Yarım bırakır gibi olduğum Serenad'ı tamamladım sadece. Bir de lise yıllarında okumuş olduğum bir kitaba tekrardan göz gezdirdim. Merak edecek olursan kitap Laurent Gounelle'den Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim. Kesinlikle tavsiye ederim ve senin gibi bir kitap kurdunun da hoşuna gideceğini düşünüyorum.
Önümüzdeki ay için ise Doğu Ekspresinde Cinayet'i tekrardan sindire sindire okumayı planlıyorum. Agatha Christie her zaman zevk verir 🌸.
Yarım saat geçti yorumu yapalı şu an farkettim. Kalp değil kitap yazıyormuş ahahaha. 📖
aa kalbi bilerek attın sanmıştım 🙆♀️
yine de mutlu oldum 🩷
🩷
Okulda okuduklarımızın en güzel seçme şiirler olduğunu düşününce, geri kalanların da pek o kadar iyi olmadığını anlayınca ben de uzaklaşmıştım. Yine de evimde bulundurmayı ve altı çizili olanlara göz atmayı seviyorum:)
Okuyordur ya 🤭
Hem şimdi değilse de ileride mutlaka okuyacaktır, bu arada bazı kitap kapakları var ki al beni diye darlıyor adeta :)
Daha ne olsun, bence iki kitap ki biri yarım olanı tamamlamak çok iyi bence, tebrik ederim. ✌️
Diğer kitabı da not ediyorum, ilk fırsatta bakacağım, teşekkür ederim. 🌸
Ayrıca sayfama uğradığın ve bu içten yorumun için de. 🤗
Bu hoşuma gitti çünkü birlikte okuyacağız demek oluyor. 🙆♀️
Yıllar önce okumuş, filmini izlemiştim. Birkaç gün önce Netflix'teki filmini görünce tekrar baktım ve şubatta yeniden okuyayım demiştim kendi kendime. 🥳
Tatlı bir tesadüf oldu bu okuma planımız. Belki inceleme yazısını okuma şansımız olur burda, kim bilir 🌸.
Çok güzel bir manzara ile uyanmissin. Kar beni hep mutlu etmiştir.
Aralık ayında çok fazla kitap okuyamadım. Daha çok bilimsel tezler okudum. 😀
Kar herkesi mutlu ediyor galiba, son yıllarda hasret kalınca daha önemli hâle geldi biraz da 🙂❄️
O da güzel, bir şeyler okumak ne olursa olsun çok değerli. Tebrik ederim. Uğradığın için de teşekkür ediyorum. 🌼
Yay! 🤗
Your content has been boosted with Ecency Points, by @sudefteri.
Use Ecency daily to boost your growth on platform!
thanks ecency & team 🌳
@tipu curate 10
Upvoted 👌 (Mana: 0/57) Liquid rewards.
thanks tipu 🌳
çok teşekkür ederim @trliste ve @damla 💐
Congratulations @sudefteri! You have completed the following achievement on the Hive blockchain And have been rewarded with New badge(s)
Your next target is to reach 50000 upvotes.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Check out our last posts:
🥳✌️🌼💛🤍
Awesome work @sudefteri 👍
BTW, may we ask you to support our proposal so our team can continue its work?
You can do it on Peakd, ecency, Hive.blog or using HiveSigner
https://peakd.com/me/proposals/248
Thank you.
I voted, thank you 🌳
Thank you for your support @sudefteri, much appreciated!
Sabah uyanır uyanmaz, etrafın beyaz karlarla örtülü olduğunu görmek, güzel bir terapi olsa gerek.
Aksine ben üzülüyorum. Yazdıklarının sonunu hep merak ediyorum.
Sosyal medyada çok fazla kitap tanıtımı ya da, okumuş olduğu kitapları ön plana çıkran yok. Sanırım fazla ilgi görmediği içindir. Bu konuda ki başarını da takdirle karşılıyorum.
Buna benzer bir çok şiirle karşılaştığım için belki de şiir okumayı sevmiyorum. Ama içinden geçenleri dörtlük olarak yazmak hoşuma gidiyor. Başkalarının, hissettikleri duyguları kağıda dökmesini, kendim yaşıyormuşçasına okumak da bana pek gerçekçi gelmiyor.
Verdiğin kitap tavsiyelerine bakmaya çalışacağım. Özellikle yürüyen şato, ilginç geldi. Paylaşım için çok teşekkürler)
Senin gibi okuyan arkadaşlarım olması beni sevindiriyor. Çok mutlu oldum, teşekkür ederim. Ayrıca uğradığın için de. 🌻
o dörtlükleri bizimle paylaşırsın belki bir gün, biz de keyifle okuruz eminim. 🤗
umarım okursun ve beğenirsin. 🙆♀️
Benden sana bir 📚emojisi.^^
Okumayı seven bir insan olarak (hatta edb. mezunu biri olarak) ne kadar çabalasam da şiir okumayı asla sevemedim. Bana nedense hiç çekici gelmiyor. Sıkılıyorum okurken. :(
Ve utanarak söylüyorum ki Aralık ayında hiç kitap okumadım. Elimdeki seriyi bitiremediğimden -son 2 kitapta takıldım- hevesle aldığım başka bir seri kitaplığımda bekliyor. Kitap inceleme postu attığını her gördüğümde okuma hızına imreniyorum ve eskiye oranla zaman zaman ne kadar az okuduğumu fark edip bir miktar üzülüyorum ama senin incelemelerini okumak benim için çok zevkli. Sen hep uzun uzun yaz, ben hep zevkle okurum.
🥳
Edebiyat mezunu olduğunu bilmiyordum, sevindim 🙆♀️
Şiir konusunda aynı hissediyor olmak da iyi hissettirdi, umarım hep iyi şiirlerle karşılaşırız..
Belki de tıkandığın, okumaya devam edemediğin yerde başka bir kitaba geçmek daha iyidir. Ben çapraz okuma yapıyorum, aynı anda okuyorum hepsini, bu sayede zor veya sıkıcı bir metni sayfalarca ve saatlerce okumak zorunda kalmıyorum. 20 sayfa okuyup kapatıyorum, sıkıcı da olsa kolay oluyor. Sonra diğer kitaba geçiyor ve nefes alıyorum. Bu yöntem işe yarayabilir belki. 🤗
Buna ben de üzüldüm şimdi, hiç öyle hissetmeni istemezdim. Çünkü bir zamanlar ben de öyle hissederdim. Okuyamadığım zamanlarda kitap inceleme yazıları ve videoaları izlediğimde kendimi kötü hissederdim. Ama bu bir zaman sonra motive etmeye başladı beni. Onlar sayesinde iyi kitaplarla tanıştım ve ben de okuyabilirim düşüncesi gelişti içimde.
Asla kötü bir niyetim yok okuduklarımı paylaşırken hep iyi kitaplarla tanıştırmak amacındayım biraz da okuma hevesi oluşturabilirsem benden mutlusu olmaz.
İnşallah kendini iyi hissettiğinde ve bol vakit bulduğunda tüm okumak istediklerini okuyabilirsin. 🤗✌️
Ve bizimle paylaşacağın inceleme yazılarını da okumayı çok isterim. 🌼🎇
Ayrıca sayfama uğrayıp okuduğun ve bu samimi yorumun için çok teşekkür ediyorum. 💐💐
Alman Dili ve Edebiyatı mezunuyum ben.^^
Asla kötü bir niyetle paylaşım yaptığın aklımın ucundan bile geçmez. Film, belgesel, kitap ve türevlerinin incelenmesi hoşuma gidiyor. Ona göre okuyacak kitap, izleyecek film seçiyorum bazen ben de. Bir kitaba başladığımda sonunu getirmeden başka bir kitaba geçemiyorum genel olarak ama tavsiyeni deneyeceğim mutlaka. 🌷
🩷🌸💐
Genellikle çok duymadığım kitaplardan bahsediyorsunuz haliyle bu benim dikkatimi çekiyor. 😄
Aralık ayında daha önce okuduğum George Orwell'in kitabını tekrar okudum. 🙂
Umarım beğenirsiniz ve denk gelince okursunuz 🙂
Ayrıca uğradığınız için teşekkürler. 🌻
Çok iyi. Hangisiydi acaba Hayvan Çiftliği veya 1984 olabilir mi?
Rica ederim.
Onu belirtmeyi unutmuşum. Hayvan çiftliğini okudum. 🙂
cevap için teşekkür ederim, onu severek okumuştum ben de 🙂
Rica ederim, ne güzel 🙂
Congratulations @sudefteri! You received a personal badge!
Participate in the next Power Up month to get another one!
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
Check out our last posts:
thank you so much @hivebuzz team 🥳✌️🎉🎈
Well done on earning the Hive Power Up Month badge @sudefteri! Your efforts are contributing to a stronger and more vibrant Hive ecosystem.
Congratulations @sudefteri! You received a personal badge!
Wait until the end of Power Up Day to find out the size of your Power-Bee.
May the Hive Power be with you!
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
Check out our last posts:
Kar gerçekten her zaman yağabilir, tabii iklim daha da kötüleşmediği sürece. Ben daha kar göremedim çok şanslısın bana göre tabii 😂
Benim de oldu. Tabii bu kadar güzel yazılarla birlikte "Bu da bir bitmedi ya!" dediklerimde oldu. Bu da bana hiçbir şeyi beğenmediğimi düşündürüyor bana... Üzücü.
Hemen bir PDF versiyonu buldum. Artık ben de okuyacağım 🥳 Umarım bu birkaç gün içinde bitireceğim. Teşekkür ederim bu kitap için 💐
Ne yalan söyleyeyim, ben de çok sevmem. Ama eğer olacaksa da ağdalı bir dil olması gerekiyor benim ilgimi çekebilmesi için. Bu yüzden de biraz şiirden uzak kaldım. Üzüyor bu beni. Bir de ne güzel eskiden "Bunu ben yazdım!" diyebileceğim 1 ya da 2 parçam olmuştu da uzak kalınca o da gitti.
Açıkçası araştırma okumaları dışında Aralık ve Ocak aylarında bir şey okuyamadım desem çok doğru olur. Makale okumak, kaynak taraması oldukça zamanımı aldı. Ama bunun yanında harika bilgiler de edindim.
Tekrar kitap önerileri için teşekkür ederim. Bir sonrakinde, umarım, görüşmek üzere ✨
!LUV
umarım bahara kadar bol bol yağar da sen de görürsün 🤗
bu şekilde ben de düşünüyorum bazen, bence bu bizimle ilgili bir şey değil yazının sahibiyle alakalı. 🤷♀️
ben de aynı şekilde ağdalı bir dille yazılanları seviyorum, diğerleri bana hitap etmiyor pek.
buna üzüldüm işte:(
umarım tekrar gelir ve belki bizimle de paylaşırsın onları 🤗
çok değerli onlar da.. kendini geliştirmek için okuduğun tüm bilgiler kıymetli. belki ciddi okumaların arasına daha basit, rahatlatıcı şeyler almayı deneyebilirsin 🤗
buna çok sevindim 🎈🥳
hep birlikte okuyor gibi olacağız, bu çok güzel 🙆♀️
çok teşekkür ediyorum, ayrıca sayfama uğradığın için de 🌸