açık mektup

(Edited)

başlık: iç dökmeler, diş göstermeler, kin gütmeler, saman altından su yürütmeler ve daha neler neler! (bu mektubun başlığı var. sıradan çinko karbon mektuplardan tek farkı bu.)

sen bana "nasılsın" diye sordun. ben sana milyonlarca paragraf... her paragraf milyarlarca cümleden oluşuyordu ve hiçbir kelime birden fazla kullanılmamıştı. anladın mı neden sustuğumu? anladığını belirtmiştin zaten. "rahat bırak beni" modu demiştin sen, ben "güç tasarrufu modu" diyorum daha robot biri olduğum için. sen öyle diyince aklımdan koca bir albümün her kelimesi aniden geçivermişti. o albümde adını senin modundan alan şarkının yanında "sorgu", "manik dönem", "kendime not gibi" şarkılar da var. hepsine sen ilham olmuşsun. ilham olabilecek birisin, neden inanmıyorsun? inanmadığını kim söyledi? albümün linkini bırakayım buralara. bırakmadım.

ben bazen insanları çok abartırım. olayları da. bazen de çok hafife alırım. seni ne yatığımı hiç bilmiyorum. zaten genelde abarttığımda da hafife aldığımda da farkında olmam. sen bana alt tarafı "nasılsın" diye sormuştun. bense sana alt tarafı "iyiyim" bile diyememiştim. ya da "kötüyüm" veya "sana ne!" veya 😭.

bazen sadece susabiliyorum. ama evde. dışarı çıkar çıkmaz tüm dünyaya göz kırpıyorum, öpücük atıyorum, "naber" diyorum. onlar da bana "yavşak" veya "gevşek" diyorlar. apartman yöneticisi mesela. o kesin "gevşek" demiştir ama kızı "yavşak" demiştir. ben sadece susmuşumdur. içimden konuşup içimden duymuşumdur. psikologum buna "akıl okuma" adı verilen bir düşünce hatası olarak bakıyor. oysa bu bir hata değil, yaşam biçimi. şaka gibi yaşayanların saçlarını tarama biçimi. mahalle yanarken bile. ev derken demek istediğim aslında ay. senle ben sanki aynı evdeymişiz gibi. birazdan değinmişimdi buna.

sana "iyiyim" dışında bir şey söylersem sen de "iyiyim" dışında bir şeye dönüşürsün diye korkmuşum galiba. sana çözebileceğin kadarını verip köşeme çekilseydim keşke. ama sen onu çözseydin beni bugün hangi faydasız uğraş uyuşturacaktı? benim bir uyuşma bağımlısı olduğumu hep hatırla lütfen. dans etmek istersen ve o anda dans dışında binlerce sorunum varsa seninle gecelerce dans ederim. ama ilgilenmem gereken bir şey yokken sadece eğlenceli diye aptalca hareketler yapamam. her şeyde uyuşturan, unutturan bir çıkar ararım. sana bunları neden anlatıyorum? "nasılsın" diye sormanın cezasını çek diye.

bambaşka bir dil konuşuyorum sanki, değil mi? çok kez insanların beni anlamaya çalışırken yorulduğunu gördüm. o kadar yoruluyorlar ki onlara yemek ısmarlamak zorunda kaldığım bile oluyor. keşke elektrikçe çalışsalar, işlemci güçleri sözlerimi tek seferde bir anlam bütünlüğüne kavuşturabilse. yine neden kendimden bahsettim bilmiyorum. biraz izin ver, saçma olsun.

uluorta olmanın rahatlığı neresinde, biliyor musun? birebir iletişimde en zorlandığım kısım karşımdakinin insan olması. daha zoru bana benzeyen bir insan olması durumu. en zoru da doğrudan karşımdakinin ben olması durumu. herkesin ortasında kocaman bir öpücükten bahsedebiliriz. ama başbaşa kalınca sevgiden bahsedenin canına sıçarız. ben ve o an içimden çıkanlar. kalabalıkta çok şirin şeyler çıkıyor, yalnızlıkta çok gargamel. son zamanlarda kendimi ne kadar yalnız bıraktığımı gözlerinle gördün. ben bile "nasılım" diyecek kadar vehametimden habersizken, sen gördün. bu yüzden bu mektup açık. gayet açık.

herkesin anlayamadığı bir dil konuştuğumdan bahsediyordum. yükselen yay, güneş yay ve ay balık. herkesin bilmediği dillerden biriyle konuştuğum bir paragrafa hoşgeldin. herkese yükseleni yansıtıp kendime güneşi bile haram edebilirim. güneş 12. evde olunca böyle oluyormuş, geç öğrendim. erken öğrensem de değiştirebileceğim bir şey değil. ama erken öğrensem ayak uydururdum. öğrendiğimden beri uyduruyorum. ona ayak uydurunca nelere kafam uymuyor, neleri vicdanıma sığdıramıyorum bilsen ayaklarıma sıkarsın. silahın var mı? hayır. o zaman herkesi geçelim. sen herkes değilmişsin. ben sana balıklardan bahsedebilirmişim. çünkü beraber derinlerde yüzmüşüz, sen de benim gördüğüm balıkları görmüşsün vaktiyle. o yüzden bana herkesin "iyi de sen neşelisin bu balıklara üzülmüyorsun ki" dediği zamanlarda benimle beraber dünyayı ateşe verebiliyorsun. seninle biraz bu yüzden anlaşabiliyoruz. biraz da başka yüzlerden. benim yüzümden mesela. benim yavşaklığım yüzünden.

bunları sana söyleyemem. bunları uluorta yazabilirim sadece. sen "nasılsın" dediğinde içimi kaplayan sıcaklığın kutupları erittiğini de söyleyebilseydim keşke. ama öyle bir şey olmadı. senin sayende içimi kaplayan sıcaklığı birkaç saniye içinde cehenneme çevirebilen bir kafam var. içinde thc gezinmediği zamanlarda kurtlar ve tilkiler geziniyor. ve çok uzun zamandır maalesef... tam bu satırları yazarken saatim "mola" dedi. her gün kafamda thc gezinebilsin diye her sabahın 4.20'sinde ekran karşısına geçiyorum. sana bunları neden anlatıyorum? derdimi anla diye galiba ya da beni biraz daha tanı diye. beni biraz daha tanırsan belki bir daha o zor soruyu sormazsın diye. belki de daha sık sor diyedir.

derdimi merak etmiştin çünkü. neden anlatabilirim ki başka? sana gündelik dertlerimi anlatsam hemen çözersin, hatta onları ben bile çözebilirim. sana anlatmak istediklerim gündelik değil, asırların bile yanında saniyeler gibi kaldığı daha büyük zamanlara yayılan dertlerimden bahsetmek istiyorum. ilahi planda yaşanan kontrollü bir aksaklık nedeniyle farklı rahimlere düşmüş ikizlermişiz gibi. beni ikizimmiş gibi anlarsın sanıyorum. sanılgı diye bir kelime türetiyorum böylece. yanılgıya ramak kala ve sanmaktan ileri gelen.

seni normal sevmiyorum, delice seviyorum. ama nicelik olarak değil, nitelik olarak.

İstersen ölürüm, uğurunda
İskelete dönüşürüm, huzurunda
Sen rahatına bak
Ben bi' şekil kurtarıca'm
Bu derin distopya'dan
Geçecek bu zor zamanlar da

Rahat ol, iz olmadan
Bilemezsin nelerle sınandım, or'da kal (kal, kal)
Ne desem yetmez, hiç yorma sal, info, zaman
Hepsi gururdan, inadımdan, ihtirasımdan
Sistemle dövüşüp durduğumdan

Travma, Psikolojime gedik, pranga
Yedim akineton, içtim ganja
Bu mitolojide bendim kral
Sisifos için motive şekli drama | şehinşah - diabolica

bu mektubun yazımında hiçbir uyuşturucuya zarar verilmemiştir

Adsız tasarım.gif



0
0
0.000

1 comments

Congratulations @sonfecisinan! You have completed the following achievement on the Hive blockchain and have been rewarded with new badge(s):

You received more than 1250 upvotes.
Your next target is to reach 1500 upvotes.

You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Check out the last post from @hivebuzz:

Hive Power Up Month - Feedback from February day 22
Support the HiveBuzz project. Vote for our proposal!
0
0
0.000