Our Bleeding Knee, / Kanayan Dizimiz, (ENG-TR )
Hello,
There are times when I feel alone and powerless at certain times. Even when I'm doing the things that I need to handle during the day, the fact that I encounter setbacks makes me feel even more unhappy. It's like everyone is against you and doesn't want to talk. In times like these, nature, which I love and love so much, helps me.
The places you see in the pictures are the Gökdere neighborhood, which is closest to the center of Antalya and has the most beautiful natural beauties. This natural wonder with a beautiful waterfall is hidden among large mossy rocks. The waters coming from the summit of the Taurus Mountain flow more lushly and more violently when combined with the snow waters.
Sometimes, when I think of the places I've been to, the places I've seen, and the places I've discovered, my nostalgia for the past rises. This is actually due to the fact that we have opened all the doors of our hearts to all the beauties we have discovered. Without waiting for happiness, we add new memories to our memories with the world we have created.
I remember when I was little, playing in our neighborhood garden with the kids, we would fall to the ground and our legs and elbows would peel off. We wouldn't mind at all. When it bled the last time, we put pressure on the bleeding wound with the mud and soil on our hands. This treatment, which we did with our own methods, would also work.
Walking in nature has now become a routine habit of my life. I love it too. All you have to do is take time for yourself. I take the steps in peace with my bag on my back.
Finally, the fact that the beauties we look at and see take a place within us reveals our longing for the past. We can actually identify this with the child we nurture inside us. We can understand this longing more when a child who plays until late in the garden with his friend in his neighborhood touches nature and soil at a younger age.
Merhabalar,
Belirli dönemlerde kendimi yalnız ve güçsüz hissettiğim anlar oluyor. Hatta gün içinde halletmem gereken işleri yaparken bile aksiliklerle karşılaşıyor olmam, beni daha da mutsuz hissettiriyor. Sanki herkes size cephe almış ve konuşmak istemiyor gibi oluyor. Böyle zamanlarda çok sevdiğim ve aşığım olduğum tabiat bana yardım ediyor.
Resimlerde gördüğünüz yerler Antalya'nın merkeze en yakın, en güzel doğal güzelliklere sahip olan Gökdere mahallesidir. Güzel bir şelalesi olan bu doğa harikası, yosunlu büyük kayaların arasında saklanıyor. Toros dağının zirvesinden gelen sular, kar suları ile birleşince daha gür ve daha şiddetli akıyor.
Bazen gittiğim, gördüğüm keşfettiğim yerleri aklıma getirdikçe, geçmişe dair özlem duylarım kabarıyor. Bu aslında gönlümüzün tüm kapılarını, keşfettiğimiz tüm güzelliklere açmış olduğumuzdan kaynaklanıyor. Mutluluğu beklemeden, kendi yarattığımız dünyayla, anılarımıza yenilerini ekliyoruz.
Hatırlıyordum da, küçükken çocuklarla birlikte mahallemizin bahçesinde oynarken, yere düşer, bacaklarımız ve dirseklerimiz soyulurdu. Bizde hiç aldırış etmezdik. En son kanadığında ise elimize bulaşan çamur ve toprakla kanayan yaranın üstüne baskı uygulardık. Kendi yöntemlerimizle yaptığımız bu tedavi de işimizi görürdü.
Doğada yürümek, artık benim hayatımın rutin alışkanlıkları haline geldi. Seviyorum da. Bunun için yapmanız gereken tek şey kendinize zaman ayırmak. Sırtıma taktığım çantamla huzurun içinde adımları atıyorum.
Son olarak, baktığımız ve gördüğümüz güzelliklerin içimizde yer ediniyor olması geçmişe olan özlemimizi de ortaya çıkarıyor. Bunu aslında içimizde beslediğimiz çocukla da özdeşleştirebiliriz. Bu özlemi de daha küçük yaşlarda, mahallesinde arkadaşıyla bahçede geç saatlere kadar oyun oynayan bir çocuğun, doğaya ve toprağa dokunmasıyla daha çok anlayabiliyoruz.
Many of us can relate to how you feel when you're with nature. There's something about it that's therapeutic. It makes us feel grounded whenever life feels running at a top speed. :)
The love of the land, which started at a young age, is enough to make us nature lovers when we grow up.
Congratulations, your post has been upvoted by @dsc-r2cornell, which is the curating account for @R2cornell's Discord Community.
Küçükken ben de sabah mesaiye başlar gibi erken saatlerde kendimi dışarıya atıp akşam ezanına kadar oyun oynardım. Bir yerim kopmadıça -ki hiç kopmadı😂- ufak tefek yaralar için eve veya hastaneye gitmezdim. Sanırım doğa bizim dertlerimizi -her yaşımızda değişseler de- bir şekilde çözüyor.
Benim mesai sabah başlamasa da öğleden sonra annemin zoruyla otomatik başlatılıyordu. 😂 Saatlerce oynarken terli terli içtiğim suyun faturasını da günlerce çektiğimi hatırlıyorum. Ama her şeye rağmen toprakta oynamanın keyfini de daha o yaşlarda fark etmiştim.