Memories and Hopes // Anılar ve Umutlar
Good day to everyone guys. On February 24, I went to Adıyaman for a temporary assignment. I worked here for 20 days. During this time, I experienced many different emotions. It was a really tough time for me and my friends. But we were on the streets until the last drop of our strength. In these streets, we encountered an incident that can be taken as a lesson every day. These were either objects or stories that local people told us. Without further ado, let me talk about a few moments
Herkese iyi günler arkadaşlar. 24 Şubat günü geçici görev için Adıyaman iline gitmiştim. Burada 20 gün kadar çalıştım. Bu zaman diliminde çok farklı duyguyu yaşadım. Benim ve arkadaşlarım için gerçekten zor zamanlardı. Ama gücümüzün son damlasına kadar sokaklardaydık. Bu sokaklarda her gün ibret alınacak bir olayla karşılaştık. Bunlar ya nesne yada yerel halkın bizlere anlattığı hikayelerdi. Lafı çok uzatmadan birkaç anımdan bahsedeyim.
In the first week, we walked so much on the 4-kilometer-long street that was embezzled by me and 2 of my friends that our feet were injured. But that didn't affect us much. Because this wound of ours was not even as important as a point next to the future that our country received. We got used to it over time.
İlk bir hafta bana ve 2 arkadaşıma zimmetli olan 4 kilometre uzunluğundaki sokakta o kadar çok yürüdük ki ayaklarımız yara oldu. Ama bu bizi çok etkilemedi. Çünkü bizim bu yara, ülkemizin aldığı yarının yanında nokta kadar bile önemli değildi. Zaten zamanla alıştık.
One day, while walking on the road, something caught my attention in front of the collapsed building. When I went and checked, I realized that it was a report card. This report card prepared in the 1997 academic year shocked me at that moment. Then I wondered what happened to the person who had kept his memory for so many years. Then an uncle who came to me couldn't hold back his tears when he saw this report card. Likewise, that uncle was sad like me.
Bir gün yol üzerinde yürürken yıkılmış bina önünde birşey dikkatimi çekti. Gidip kontrol ettiğimde bunun bir karne olduğunu fark ettim. 1997 yılının eğitim döneminde hazırlanmış bu karne o an beni şok etti. Daha sonra bunca yıl hatırasına sahip çıkan kişiye ne oldu acaba diye düşündüm. Sonra yanıma gelen bir amca bu karneyi görünce gözyaşlarını tutamadı. Aynı şekilde o amca da benim gibi hüzünlendi.
We had a hard time getting fresh air because the streets we were on were very dusty. This situation made us sick with the cold weather. Sometimes I coughed so hard that my lungs felt like they were going to burst. Since there was no open pharmacy, I could not find medicine. I coughed hard again as I passed one of the tent cities. A citizen heard me and came to me. We had a great love affair with him. Then I conveyed my best wishes to him. When I came to work one day later, this person was waiting for us on the road. "I brought yogurt from the village for you." said. When I asked why, he said to clean your lungs. I will never forget these two events for the rest of my life.
Bulunduğumuz sokaklar çok tozlu olduğu için temiz hava almakta epey zorlandık. Bu durum havanın soğuk olmasıyla da bizleri hasta etti. Bazen o kadar sert öksürdüm ki ciğerlerim yerinden çıkacak gibi titredi. Açık eczane olmadığı için ilaç bulamamıştım. Çadır kentlerin birinin yanından geçerken yine sert bir şekilde öksürdüm. Beni bir vatandaş duydu ve yanıma geldi. Kendisiyle alak üstü muhabbet ettik. Daha sonra kendisine geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bir gün sonra göreve geldiğimde bu kişi bizi yol üzerinde bekliyordu. Bizlere "Sizin için köyden yoğurt getirdim." dedi. Ne için diye sorduğumda, ciğerleriniz temizlensin dedi. Bu iki olayı ömrümün sonuna kadar unutamam.
I would like to say that I am glad to see people playing ball among tent cities. It's really nice when people can make themselves happy in bad conditions. Hope should never be lost. Because as a country, we will get through these difficult days. We will go back to our old days like a green grass emerging from the concrete.
Çadır kentlerin arasında top oynayan insanları görünce sevindiğimi söylemek isterim. İnsanların kötü şartlarda kendilerini mutlu edebilmesi gerçekten çok güzel. Umutların asla yok olmaması gerek. Çünkü ülke olarak bu zor günlerin altından kalkacağız. Betonun arasından çıkan yeşil bir ot gibi tekrar eski günlerimize döneceğiz.
After completing our work, for better or worse, we came back intact. After our team arrived, a flood disaster occurred in the region. Our wound bled again. Our minds and hearts are still there. But I believe these days will pass. Take care of yourselves. Always have plans for your hard days. 🖐🏼
İyisiyle kötüsüyle işlerimizi tamamladıktan sonra geriye sapasağlam döndük. Bizim ekip geldikten sonra bölgede sel felekati meydana geldi. Yine yaramız kanadı. Aklımız ve kalbimiz hala oralarda. Ama inanıyorum ki bu günler geçecek. Kendinize iyi bakın. Her daim zor günleriniz için planlarınız olsun. 🖐🏼
Emeğiniz için çok teşekkürler. Deprem hepimizi çok etkiledi, sayenizde yavaş yavaş toparlanıyoruz. Umut her zaman var ve var olmaya devam edecek.
Bizleri de ayakta tutan umutlarımız. Teşekkürler.
Emeklerinize sağlık. Ülkemizin başına gelmeyen kalmadı desek yeridir ama bizim umudumuz var oldukça bu günleri de atlatacağız.
Ben güzel ülkemin güzel insanlarını çaba gösterirken gördüm. Kesinlikle bu günleri atlatacağız.
Yay! 🤗
Your content has been boosted with Ecency Points, by @bilginselcuk.
Use Ecency daily to boost your growth on platform!
Support Ecency
Vote for new Proposal
Delegate HP and earn more
Emeğiniz ve desteğiniz için çok teşekkürler. Umarım yaralarımızı sarıp ülkece toparlanabiliriz ve daha güzel günler yakındır. ☘
Elbet güzel günler göreceğiz.